13 Ağustos 2017 Pazar

Son

Benim için yazması en zor yazılardan biri bu olacak sanırım. Salak salak gülüyorum şu an, gerçekten bittiğinin başka bir göstergesi olarak bu yazıyı yazıyorum. Alışmam gerek. Bitti.

Sanki hiç bitmeyecek gibiydi o uzun geceler, sabah yokmuşcasına içip hiçbir şey hatırlamadığım o günler. Delirirmişcesine, yarın yokmuş gibi dans ettiğim o partiler. Tanıştığım bi ton insan, alıştığım çok çok fazla şey. Benden giden şeyler ve kendime kattığın anlar. O boktan yurt odam. Zor, çok zor. Bugüne kadar hep kaçtım bunları düşünmekten. Sanırım zamanı şu an, her şeyle yüzleşmem gerek. 

Türkiye'deki hayatımdan bambaşka bir hayat yaşadım orada. Ne kadar anlatırsam anlatayım hep bir şeyleri eksik kalır. Oradayken yeterince yaşayamıyormuşsun gibi geliyor ama sonrasında anlıyorsun aslında fazla fazla yaşadığını. Sorun da bu ya, fazla yaşamaya alışmak. "Normallik" denen şeye dönmek çok zor oluyor. Ona dönmemek için çok çalıştım. Türkiye'ye döner dönmez tekrar yurtdışına çıktım. Bu bi nebze acımı azaltmış olsa da daha da arttırdı ardından. Dayanamayacak gibi oldum. İstanbul'da duramaz hale geldim. Delirdiğimi düşündüm. Geçen seneyi hiç yaşamamışım gibiydi sanki. Doğum günümü hatırlamıyordum bile, belki ondandı tüm bu etki. 

Yapacak çok fazla şey buldum ama her birinde içime daha çok gömüldüm. Etrafımdan gelen "amma abarttın ha" isyanları beni daha da dibe gömdü. Gömüldüğüm yerde kendime başka bir dünya kurdum. Çünkü siktirip gidebilirlerdi. Artık beni hiçbir şey durduramazdı. 

Ama beni en çok üzen şey de, dışarda gördüğüm insanlara gülümseyememek oldu. Tanımadığın insanın gözlerinin içine sadece mal mal bakmak o kadar zoruma gitti ki Türkiye'ye ilk temelli dönüşümde. Bu insanlar neden bu kadar mutsuz sorusunu o kadar sordum ki kendime. Yurtdışındaymış gibi gülümsesem ne tepki verirler diye o kadar sorguladım ki. Yemedi gülümsemek. Çünkü ben değişmiş olsam da insanlar hala aynılardı, aynı kalacaklardı. 

Çok dalga konusu oldum, umrumda da değil hiçbiri. Umarım siz bunlardan daha iyilerini yaşarsınız, o zaman beni anlarsınız. Sizin negatifliğiniz beni sikseler sizin tarafına çekemez. Dedim ya, beni gömdüğünüz yerde bile kendime yeni bi dünya yaratacak bi insan haline geldim. 

Ben eski Erva değilim, olmaya da niyetim yok. Hayatımda çok çok büyük bir dönüm noktası olması gerek bunun için. Bunun olmasına da elimden geldiğince izin vermeyeceğim. 

Şimdilik hayattan tek isteğim okulu bir an önce bitirip bir şekilde yurtdışında master yapmak. Buralarda daha fazla kalamayacağımı anladım. Bir kere alışınca insan daha fazlasına, hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Olmasın da. 

Kabul etmesem de, zorlu bir dönemden geçiyorum. Bunun bu kadar zor olacağını hiç düşünmemiştim. Bir kutu light dondurmayı kaşıklarken yazıyorum bunları. Öyle bir zor dönem. Dondurmanın light olmasının sebebi de Erasmus'ta aldığım kilolar. -kamu spotu- alkol ve munchies dostunuz değildir. -kamu spotu-

Şimdi zamanımı geleceğime dair planlar yaparak, bol bol yazarak, çizerek, okuyarak, izleyerek geçiriyorum. Erasmus'a gidecek olanlara yardım ediyorum. Erasmus'un benden aldıklarını doldurmaya çalışıyorum. 

Kötülüyormuşum gibi anlaşılmasını istemem, hayatımda deneyimleyemeyeceğim şeyler yaşadım. Benden çok şey aldı belki ama o kadar çok fazla şey geri verdi ki. Hepsi için de müteşekkirim. 

Fakat dediğim gibi, bitti.

1 yorum:

  1. Son posta kadar güzel güzel okuyordum, son yazıda kayışı sıyırdığını gördüm. Sonra aha işte benden 1 tane daha dedim kendi kendime. Aynı hisler 2015 de 15 günlük bir Baltık gezisinden döndükten sonra zaman icinde bende de oluşmuştu. Şimdi cocuklarimin geleceği için nerelere gideyim şarkısını söylüyorum. İlk alternatifin Letonya olduğu için yazılarını okudum. Allah gönlüne göre versin.

    YanıtlaSil