18 Ağustos 2016 Perşembe

Riga!

Sveiki!

Bundan yarım sene önce birisi bana "sveiki!" deseydi senin de der geçerdim. Hayatın gerçekten ne getireceği hiç belli olmuyor, ben hala bu satırları Riga'nın soğuk ağustos akşamında yazdığıma inanamıyorum. Buraya geleli 12 gün oldu ve hala bazen Riga'da olduğumu unutuyorum.

6 Ağustos gününden itibaren başımdan geçenleri hatırladığım kadarıyla yazmaya çalışacağım, günü gününe yazamadım bazı şeyleri o yüzden nasıl bir yazı olucağı hakkında hiçbir fikrim yok açıkcası. 

6 Ağustos günü sabahı yaşadığım o duygu karmaşasını tarif edebilicek hiçbir kelime bilmiyorum. Keşke edebiyat bilgim o kadar çok olsaydı ki size de o duyguyu tamamen geçirebilseydim. Ama sanırım kendinizi benim yerime koymanız da bi nebze o duyguları hissetmenizi sağlayabilir. 3 bavulla Riga'ya gitmek üzere Atatürk Havaalanına geldim. Tabiki 3 bavul kilo sınırını hayli hayli aştı. 18 kilo fazlam geldi.. 3 bavul 2'ye, 18 kilo ise 6 kiloya düşebildi. Sevdiğim insanlardan gelme şansı olanlar beni uğurlamaya geldiler, gelme imkanı olmayanlar ise bütün enerjileri ile yanımdalardı. Hepsine ne kadar teşekkür etsem az, o iğrenç stres dolu anlarımda benimle birliktelerdi. Ama artık gitme vaktim gelmişti ve pasaport kontrolünü geçtikten sonra her şeyin değişiceğine dair bi his oluştu içimde. Ardından uçağa bindik ve 3 saat sonra Rigadaydık. Bizi kapalı bir hava karşıladı. 25 derece cehennem sıcağından 15 derece serin havaya gelmek ilk başta çok güzeldi ama şu an aynı şekilde düşünüyor muyum pek emin değilim. 

Sonraki gün ufak bir Riga gezisi yaptık ve gerçekten bu şehre hayran kaldım. Sessiz, ufak, temiz, yeşil gerçekten yaşanılası bir şehir. 
Durgava nehri




Aslında daha çok fotoğraf var şehre ait fakat nedense yükleyemiyorum. Şehir euro bazından düşünülürse ucuz bir şehir bence. Ama Türk lirasına döndürdüğünüz zaman nerdeyse Türkiyeyle aynı fiyat oluyor. Tabi bazı şeyler çok çok ucuz, örneğin alkol. Türkiyede bi biraya 6 lira verirken burda bira 60 cent. Güzel bir mekanda içmek isterseniz 2-3 euro civarında değişiyor. Yemeklerden konu açılmışken, şu ana kadar yediğim Leton yemeklerinin hepsine bayıldım ki ben biraz yemek ayırt eden birisiyimdir. Kendilerine ait olan kirazlı bira ve ballı birayı denedim, kirazlı bira gerçekten mükemmel, ballı bira da güzel ama puanım 10 üzerinden 6 olur ona sanırım. Ve yerel içkileri balzam! Gerçekten muazzam bir likör, balzam çayları da var, kışın hastalandıkları zaman içiyorlarmış genelde. Ağır ve baharatlı bir alkol olduğundan hastalığa bire bir olduğunu düşünüyorum. Balzam çayını da denedim, o da güzeldi. 

Gelelim okul konusuna. Şu an okulumun ücretsiz verdiği Letonca kursuna gidiyorum, haftanın 3 günü 10.00dan 13.15e, 2 günü ise 10.00dan 15.30a kadar. Eğer ki benim gibi sadece Türkçe ve İngilizce biliyorsanız Letonca aşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşırı zor bir dil bence. Çünkü Türkçe ve İngilizce'de cinsiyet yok ve Letonca'da her şeyin cinsiyeti var.. Merhaba derken bile cinsiyete göre söylüyorsunuz. Dili nasıl tanımlayacağımı bile bilmiyorum açıkcası. Geçen cuma kitap açmalı sınav olduk 40 üzerinden 32 aldım ama haftaya gerçek sınav var ve kitap açamayacağım o yüzden biraz yusuflardayım şu sıra. Çoğu şeyin Türkçede karşılığı nerdeyse olmadığı için not çıkartmakta zorlanıyorum. Sadece bi kurstan ibaret olsa tamam boşvereyim ama kurs 6 kredi, boru değil afedersiniz. 

Letonya'da olduğum süre zarfında sadece Riga'da kalmadım. Riga'nın yanında Baltık denizine kıyısı bulunan çok tontiriş bir şehir olan Jurmalaya gittim. Oraya da bayıldım. Baltık denizinde yüzdüm ama yaptığıma yüzmek denir mi bilmiyorum çünkü denize girdiğim zaman hava 15 derece civarındaydı ve su da 6-7 derecedir diye düşünüyorum ve bu sebeplerden dolayı sadece deli gibi titreyip donmamaya çalıştım. Ama yine de çok güzeldi, sanırım bu haftasonu tekrardan gideceğiz. Jurmalaya Rigadan tren var ve 1.40 euro. Trene bindikten yaklaşık 20-25 dakika sonra Jurmalada oluyorsunuz. 
Jurmala'da çıktığımız kulenin manzarası

Baltık Denizi
Şansımıza biz geldikten tam bir hafta sonra Riga şehir festivali vardı ve gerçekten çok güzeldi. Tüm şehirde etkinlikler vardı, geleneksel öğeler doluydu her taraf. Cumartesi akşamı havaifişek gösterisi vardı, söylemem gerekir ki biz yeni yılı kutlarken bile bu kadar çok havaifişek kullanmıyoruzdur. 

Son olarak, yakında 1 haftalık bir boşluğumuz olacak, o boşlukta Helsinki ve Talinn'e gitmek istiyoruz. Gelişmeleri buraya yazıcağımdan emin olabilirsiniz. Görüşmek üzere, kendinize iyi davranmaya devam edin!

Not:Çektiğim fotoğrafları paylaşmak için yeni bir instagram hesabı oluşturdum. Takip etmek isterseniz www.instagram.com/januserv  kişisel hesabımsa www.instagram.com/erva624

3 yorum:

  1. Heyecanla devamını bekliyoruz sevgili Erva

    YanıtlaSil
  2. Selam, yakın zamanda Riga'da olacağım ve bir kaç sorum var. Ailen sana nasıl para yolluyordu, en avantajlı yol neydi? Ziraat Bankamatik veya Türk banka kartlarını orada kullanmak mantıklı mı, şartlar nasıl? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Sergen, gitmeden önce euro hesabı açtırman gerekiyor hibenin yatabilmesi için, benim okulum Ziraat bankası tercih ediyordu hibe için. ATM'ler kartın içindeki euro hesabını göremiyor, sadece ana hesabı görebiliyorlar. Yani hiben yattığı zaman o parayı ana hesaba aktarman gerekecek parayı çekebilmen için, bunu da internet bankacılığıyla halledebilirsin. Ailem parayı ana hesaba yolluyordu, parayı küçük bir komisyon karşılığında ATM'lerden euro olarak çekebiliyordum. Letonya'da Swedbank diye bir banka var, birkaç arkadaşım oradan kendilerine hesap açtırdılar ama ben gerek görmedim.

      Sil